Sezai Karakoç'ta İslam Sitesi/İslam Toplumu - Diriliş Neslinin Amentüsü
Bir site kurmalıyım. İslâm sitesini yeniden kurmalıyım . Canlandırmalıyım , diriltmeliyim onu. Çağ içinde varoluş hikmetim bu.
Kentler, her yönüyle mü’min hale gelmelidir elimde. Çünkü: şehirlerin de inanmışı, inkârcısı, nihilisti, ate olanı vardır. Toplam anlamıyla kent, ya imânı, ya isyanı haykırır.
Ben, imân haykıran, sessizliğinde imân çınlayan şehirlerin mimarı olmalıyım. Müslüman olmak, bana bu görevi yüklüyor.
İnsan - kent - anlam - tarih dörtlüsü siteyi ortaya koyan veya ayakta tutan dört temel sütun bireşimi. Diriliş insanı, anlamını islâmdan alan ve tarihini İslâmlaştırdığı kentin, kent + toplum olan sitenin kurucusu olacaktır yeniden. Yeni Sitenin kurucusu olacaktır Diriliş Kuşağı. Yeniden doğacak Diriliş Sitesi. Antik siteler gibi etrafını maddî surların çevrelediği bir site değil, islâmın koruyucu ilkelerinin çevrelediği ve İslâm aşk ve hakikatinin kucakladığı bir site olacaktır yeni İslâm sitesi.
Sadece geniş yolları ve sağlam yapıları olan bir kent olmayacaktır Diriliş Sitesi; islâmın yeniden doğuş sitesi olan Diriliş Sitesinin en güçlü yanı, Toplum yanı olacaktır. Diriliş Toplumu yanı en sağlam cephesi olacaktır Sitenin. Duvarları ve maddî yapıları sağlam, toplumu ve inşam çürümüş olan site yaşamaz. Toplumu ve insanı güçlü ve ruhça sağlıklı olan site ise ölmez ve eskimez. Çünkü: o toplum ve o insan sürekli olarak siteyi onarabilecek, yenileyecektir.
Toplum örgütü, tıpkı taş duvarın birbirine geçmiş, kenetlenmiş taşları gibi olacaktır Sitenin. Tabii, aile, bir tarihlilik ve şuurluluk platformuna oturtulacaktır. Toplumun ve sitenin kalbi atacaktır, site hücresi veya molekülü durum unda olan ailede. Ailenin mahrem cephesi şiddetle korunacak, fakat onun toplumdaki konumu her yönden gözlenecek, denetlenecektir. Bu gözlemleme ve denetleme devletten önce ve daha çok toplumun iç örgütlerince yapılacaktır. Devletin müdahaleden çok hizmet sunması söz konusu olacaktır aileye. Onun iç özgürlüğünü sarsmadan ve zedelemeden onu topluma bütünleyici ekonomik, kültürel ve sosyal katkılarını sunacaktır devlet ve toplum örgütleri. Yani aile, mini - site olacaktır. Öyle ki, bütün site mahvolsa, yalnız bir aile kalsa, âdeta ondan, yani bir minyatür siteden yeni baştan site ve toplum türeyebilsin. Siteyi eşya ve tarih önünde somutlaştıran ülkü, ailenin açık seçik- izlediği ülkü olmalıdır.
Toplum zararına, çıkar, şöhret tutkusu, faizcilik, emeksiz sırttan geçinme, şehvet pazarcılığı, zevk katliamı, yok edilecek ve yaklaştırılmamaları gereken düşmanlarıdır Diriliş Sitesinin. Sitenin, bu parazitlere bütün silâhları ateşe hazır şekilde çevrilidir.
Site dış’ı taklide kapalı, fakat incelemeye ve gerektiğinde ondan yararlanmaya açıktır. Ve hele dış’ı sürekli olarak gözleme, Sitenin en unutulmayacak özelliklerindendir. Sitenin mânevi kuleleri sürekli olarak dış’ı gözleyen nöbetçilerin bir an terk etmediği gözcüler ve bekçiler yurdudur. Bilim adamları, siyaset ve devlet kişileri ve askerlerin bu konuda uzman olanlarınca yürütülecek büyük görevidir bu dış’ı kollayış.
Sitenin savaştığı bir konu da kalitesizliktir. Kişiler arasında üretim de doğru, tüketim de ters orantılı bir yarış, erdem ilkesi olarak benimsenecektir.
Bir marj dahilinde, âdeta, tüketim de eşitlik olacaktır kişiler arasında bu toplumda. Zengin, fakirden çok farklı bir yaşayış sürdüremeyecektir. Kapitalizmin yıkıcılığından uzak olmalıdır Diriliş insanı, toplumu ve sitesi. Aynı şekilde, komünizmden de. Devletin veya partinin kölesi, mahkûmu veya oyuncağı olmamalıdır kişiler ve aileler. Aile veya kişilerin elinde gereğinde devlete karşı kendi çaplarında da olsa direnip boykot yapnbilecekleri bir ekonomik güç bulunabilmelidir. Komünizm bu gücü yok etmekte, âdeta devletin veya onu arkadan veya açıktan yöneten partinin yanılmazlığı ilkesini koymaktadır temele: Bu bir aldanış veya aldatıştır. Giderek, kişi, devlet veya partinin elinde köle - işçi haline gelir. Devlet kapitalizmi, komünizmde de, faşizmde de, kişiyi bir istatistik öğesi gibi alır. Burjuvazinin ekonomik sistemi ve örgüsü olan kapitalizmde de tekel halindeki büyük kuruluşlar, öbür sistemlerde devletin yaptığını insana reva görürler. Bütün bu sistemlerde insan, sonuç olarak köleleşir. Partinin, devletin veya tröstü n kölesi, ne fark eder? Bu aşırılar, bir noktada hep birleşirler. Diriliş Toplumunda kişiye bakış açısı sadece ekonomik veya maddî olamaz. Ve yurdun ekonomik imkânları bir takım fertlerin öbürlerini baskı altında tutm ası için tek yanlı kullanılamaz, âlet edilemez.
Diriliş Sisteminde ve Sitesinde, maddî güçler mânevi güçlerin denetimindedir. Kişinin eğitiminde çocukluktan itibaren geliştirilen değerlendirme yetisi bu yöne dönüktür. Kişi etkisinin ekonomik gücüyle değil, erdemiyle, toplum uğrundaki fedakârlığıyla oranlı olunmasına çalışılacaktır. Dinamik erdemliler ordusu olacaktır diriliş erleri. Statik erdemler sitesi olmayacaktır sitemiz. “İş içinde erdem”, yeniden kuracaktır, inşa edecektir, mamûr edecektir dünyayı.
Halk yönetimi esas olacaktır; ama, demokrasi putlaştırılm ayacaktır. Politika için politika, ya da muhalefet esnaflığı, mikrop saçan tembellik, hile yuvaları olan partizan oluşuma yer verilmeyecektir. Gerçek ve hür seçim, oy kullanma, bölüm bölüm hakikati arama ve gerçekleştirme düzeni olarak düşünülecektir siyasî sistem. Bürokratlarla demagogların dolaylı yönetimleri veya boğuşma sahneleri için bir ortam olmamalıdır oy-seçim düzeni. Erdemli entellektüellerin etkisine saygılı had bilir bir halk, sorumlulukla yüklü basın, onurunu sokağa atmamış bilim adamları, birbirini denetleyen kadrolar, parlamento, ordu ve devlet memurları arasında birbirinin gereğine inanm adan gelen bir denge, günlüğe, geçiciliğe, dünyataparlığa savaş açmış insanların sürekli arayışla ulaştıkları, daima içten yenilenen kurumlar kompozisyonu.
İçkinin, kum arın, fuhşun, saygısızlığın ve kabalığın, tembellik ve avareliğin kent sınırlarından, siteden, ülkeden koğuluşu için elden gelen yapılacaktır.
Öksüzler, dullar, sahipsiz yaşlılar, sakatlar toplumda herkesten önce düşünülecekler, kimseye ezdirilmeyecekler, sömürtülmeyecekler ve korunacaklardır.
İşsiz kimsenin kalmaması ilkesi hakim olacaktır. Devlet veya toplumsal kurumlar, iş bulma veya gösterme zorunda olacaktır. Okuma yetisi olan herkesin okuması, hasta olan herkesin tedavi edilmesi de toplum veya devletçe üstlenilecektir.
Giyimde, yemede, ev hayatında ve kent imarında sadelik prensibi esas olacaktır.
Çocuklar için, yetişme yaşına kadar, sadece bilgice yetiştirilme değil, ahlâk ve iradece de güçlendirilme temel alınacaktır. İsparta veya Hint biçimi değil, İslâm biçimi “çile” doldurulacaktır. Cimrilik değil, tutumluluk öğretilecektir onlara. Bu tutumlulukları, israftan onları koruyacak, fakat cömert olmalarına engel olmayacaktır. Özveri tutkusu aşılanacaktır onlara. Onlar hayırlı işlerde yarışanlar olacaklardır. Her işlerinde Tanrı rızasını gözeteceklerdir. Merhametli olacaklardır. Ama bu kalb yumuşaklığı, inkârcılar ve İslâm ve insanlık düşmanlarıyla çarpışmalarında kaya gibi sert ve dayanıklı olmalarına engel olmayacaktır. Sadece insanlara değil, hayvanlara karşı da acıyıcı ve koruyucu olacaklardır. Ağaçlar ve bitkilere de. Bu tutum larında da insani duygu ekonomik faktörden önce gelecektir.
Böyle bir toplumun doğması için, şüphesiz, cezalandırma ve ödüllendirme, en geniş ölçüde, tesirlilikleri açısından, kullanılacak ve işletilecektir.
Tablosu çizilen bu Site, belki ideal bir sitedir.
Şüphesiz yüzde yüz bir gerçekleştirme mümkün
değildir. Ama diriliş erlerinin, erenlerinin ve pirlerinin, nur saçan, bereket yatağı bu siteyi gerçekleştirme çalışmaları vazgeçilmez ödevleridir. Hayatlarım buna adayacaklardır. Kuşkusuz Allah da
onların bu iyi niyetli çalışmalarına armağan olarak, ütopik gibi gözüken Sitenin gerçekleşmesini
lûtfedecektir. Geçmişteki İslâm uygarlıklarında
görüldüğü gibi.
Diriliş Neslinin Amentüsü 8.Bölüm
Yorumlar
Yorum Gönder