Tefsirlerde Zariyat 47 ve Modern Bilime Göre Evrenin Genişlemesi
Yazan: Melih K. Demiralay
Sema kelimesi sadece görünen gökyüzünü değil bütün
astronomik objelerin bulunduğu evreni kapsar. Ragıp İsfehani’ye göre sema bir
şeyin üst tarafı anlamına gelir. Bir şey, üstünde olduğu şeyin seması; altında
olduğu şeyin arzıdır. Yağmura üstten geldiği için, bitkiye de yağmurla oluştuğu
için sema denir.[1] Firuzabadi’ye göre ise sema bir nesnenin tavanına,
yukarısına denir. Atın sırtına ve buluta da sema denir.[2]
Ayette geçen “musiun” kelimesine müfessirler tarafından
farklı anlamlar verilmiştir. Bu anlamları üç maddede şöyle sıralayabiliriz.
1-“Semayı genişletmeye kadiriz. Onun gibi bir sema daha
yaratmaya kadiriz.”
2-“Gök ile yer arasını genişleticileriz. ”
3-“Biz, mahlukâtın rızkını genişleticileriz.”
Evrenin genişlemesi olgusuyla uyumlu gözüken anlam gök ile
yer arasını genişletmeyi ifade eden anlamdır. Bu görüş 9.yüzyılda yaşamış
tefsir alimi ez Zeccac’ın görüşüdür ve müfessirlerin çoğu tarafından
tefsirlerde zikredilmiştir.[3] Bazı müfessirler de genişletici olarak değil de
genişletmeye muktedir olarak anlam vermişlerdir.[4] Tefsirlerde rastladığımız
bir diğer görüş de yer ile gök arasındaki mahlukatın rızkını genişletici anlamıdır.
[5] İbn Cerir ve İbnu’l Munzir’in bildirdiğine göre İbn Cüreyc, “Şüphesiz biz
onu genişleticiyiz” buyruğunu açıklarken: “Onun gibi bir gök daha yaratmaya
muktediriz” demiştir.[6]
Hasan-ı Basrî kelimeyi “yağmurla rızkı genişletiriz”
şeklinde açıklamıştır.[7]
Görüldüğü gibi çoğu müfessir tefsirlerinde farklı görüşleri
bir arada zikretmiştir. İncelediğimiz ondan fazla tefsirde evrenin
genişletilmesi anlamının uygun olmadığını söyleyen bir tefsirle karşılaşmadık.
Bu durumda Allahualem gramatik olarak bu anlamı vermek mümkündür.
Ayete anlam vermeyle ilgili bir görüşü de nakledelim: Buna
göre ayette farklı anlamlar vardır çünkü eğer yukarıda zikredilen anlamlardan
biri kat'i olarak vahyolunsaydı ayetin manası sınırlandırılmış olacaktı.
Evrenin genişlediği gerçeğinin bilinmediği zamanlar farklı anlaşılan ayet bu
olgu keşfedilince bize farklı bir anlam daha sundu. Bu önceki anlamlar yanlış
demek değildir. Şimdi modern bilimde evrenin genişlemesini inceleyelim.
20.yüzyılın başlarına kadar bilim insanları evrenin durağan
ve sabit bir yapısının olduğuna ve Dünya’nın da evrenin merkezi olduğuna
inanırlardı. Einstein, çalışmalarını yaparken durağan olmayan bir evrenin
işaretlerini fark ettiyse de döneminin sabit evren düşüncesinden dolayı bunun
yanlış olduğunu zannetti ve denklemlerine “kozmolojik sabit” denen bir değer
ekledi. Bu sabite verilen özel bir değer durağan evrene uygundu. Ancak böyle
bir evren en küçük bir düzensizlikte durağanlığını kaybedecekti.[8] Evrenin
genişlediği kesin bir şekilde ortaya konduktan sonra Einstein kozmolojik
sabitinden hayatının hatası olarak bahsetti. 1922 yılında Alexander Freidmann
adlı Rus bilim adamı, Einstein’in denklemleriyle çalışırken evrenin genişlemesi
fikrini öngörmüştü ve sonraları Edwin Hubble’ın gözlemleriyle bu fikir
doğrulandı.[9] 1924 yılında ise 41 galaksinin 36’sının bizden uzaklaştığı net
bir şekilde ortaya konmuştu.[10]
Hubble 1929 yılında yayınladığı çalışmasında yaptığı
gelişmiş gözlemlerle evrenin genişlediğini kanıtladı. Bu keşif sanılanın aksine
galaksiler arası mesafenin artması gözlemiyle değil Kozmolojik Kırmızıya Kayma
denilen olgu sayesinde bulundu. Işık spektrumuna baktığımızda yayılan ışığın
uzaklaştıkça dalgaboyunun uzadığını ve renginin kırmızıya doğru kaydığını
görürüz. Hubble da bundan yola çıkarak evrenin genişlediğini belirtti. Hubble
ayrıca galaksilerin uzaklığının uzaklaşma hızı ile orantılı olduğunu keşfetti,
buna bugün Hubble Yasası diyoruz. Bu yasaya göre,
Hız = H x Uzaklık, H Hubble sabitidir. [11]
Yıldızlardan gelen ışınları spektrumda incelersek belirli
yerlerde soğurma çizgilerinin olduğunu görürüz. Bu çizgiler yıldızın uzaklığına
göre değişir.[12] Genişleme, ışınların dalgaboylarını ve galaksiler arası
uzaklığı etkiler ama galaksiler gibi yerçekimsel olarak bağlı sistemlerin
boyutunu ve içindekiler arasındaki uzaklıkları etkilemez. Genişleme sanki
astronomik cisimler bizden uzaklaşıyormuş ve evrenin merkezi bizmişiz gibi
görünse de Kozmolojik ilkeye göre bu doğru değildir, evrenin merkezi yoktur. [13]
Son yıllarda yapılan bazı ölçümler evrenin ivmeli
genişlediğini yani genişleme hızını artırarak genişlediğini göstermiştir. Bunun
nedeni olarak karanlık enerji denen bir enerji türü olduğu varsayılmaktadır.
Şöyle ki, kütle çekim kuvveti galaksileri bir arada tutar. K
ütle çekim kuvveti pozitif bir basınç oluştururken karanlık
enerji negatif bir basınç oluşturarak genişleme hızının sürekli artmasını
sağlıyor. Ayrıca gökadaların yoğun bulunduğu ortamlarda kütle çekim kuvveti
daha belirginleşiyor. Mesela Andromeda galaksisi ile Samanyolu galaksisinin
hızla birbirlerine yaklaştığı tespit edilmiştir.[14]
Bu arada şunu da söyleyelim ki Belçikalı bir rahip ve aynı zamanda bir fizikçi olan Georges Lemaitre de yaptığı araştırmalarda evrenin genişlediğini ve genişleme hızının uzaklığa bağlı olduğunu bulmuştu ancak elinde Hubble’ınki kadar gelişmiş gözlemler yoktu. Ve çalışmasını yayımladığı dergi de çok bilinen bir dergi olmadığı için fark edilemedi.[15] Bu yüzden Ağustos 2018’de IAU(International Astronomical Union/Uluslararası Astronomi Birliği)’da Hubble Kanunu’nun ismini Hubble-Lemaitre Kanunu olarak değiştirme fikri konuşuldu. Ve 26 Ekim 2018 tarihinde 4060 astronomun katıldığı oylamada %78 evet oyuyla alınan kararda Hubble Kanunu’nun yeni ismi Hubble-Lemaitre Kanunu oldu.[16]
[1] Rağıp el-İsfahanî, Müfredât – Kur’an Kavramları Sözlüğü,
çev. Abdulbaki Güneş-Mehmet Yolcu (İstanbul: Çıra Yayınları, 2012) 516
[2] Mütercim Asım Efendi, Kâmûsu’l-Muhît Tercümesi, haz.
Mustafa Koç-Eyyüp Tanrıverdi (İstanbul: Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı
Yayınları, 2014) 6/5805
[3] İsmail Hakkı Bursevî, Muhtasar Rûhu’l-Beyân Tefsiri,
çev. Abdullah Öz vd. (İstanbul: Damla Yayınevi, 2012) 8/279; Ayıntabî Mehmed
Efendi, Tibyân Tefsîri, sad. Süleyman Fahir (İstanbul: Sağlam Kitabevi, 1981)
4/224; Beydavî, Envaru’t-Tenzil ve Esraru’t-Te’vil – Beydavî Tefsiri, çev.
Abdülvehhab Öztürk (İstanbul: Kahraman Yayınları, 2011) 5/113; Ibn Acîbe
el-Hasenî, Bahrü’l-Medîd fî Tefsîri’l-Kur’âni’l-Mecîd, çev. Dilaver Selvi (İstanbul:
Semerkand, 2014) 9/392; Fahruddîn er-Râzî, Tefsîr-i Kebîr Mefâtîhu’l-Gayb, çev.
Suat Yıldırım vd. (İstanbul: Huzur Yayınevi, 2002) 20/386
[4] Mukatil b. Süleyman, Tefsir-i Kebir, çev. M. Beşir
Eryarsoy (İstanbul: İşaret Yayınları, 2006), 4/97; Elmalılı Hamdi Yazır, Hak
Dini Kur’an Dili (İstanbul: Zehraveyn) 7/265; Beydavî, Envaru’t-Tenzil ve
Esraru’t-Te’vil 5/113; Fahruddîn er-Râzî, Tefsîr-i Kebîr 20/387
[5] İsmail Hakkı Bursevî, Muhtasar Rûhu’l-Beyân Tefsiri
8/279; Ayıntabî Mehmed Efendi, Tibyân Tefsîri 4/224; Beydavî, Envaru’t-Tenzil
ve Esraru’t-Te’vil 5/113; Ibn Acîbe el-Hasenî, Bahrü’l-Medîd 9/392; Fahruddîn
er-Râzî, Tefsîr-i Kebîr 20/387
[6] Celaleddin es-Suyuti, ed-Dürrü’l-Mensûr fi’t-Tefsîr
bi’l-Me’sûr, çev. Hüseyin Yıldız (İstanbul: Ocak Yayıncılık, 2012) 13/637
[7] Ez-Zemahşerî, Keşşâf Tefsiri, çev. Ahmet Alim vd.
(İstanbul: Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Yayınları, 2018) 6/404
[8] Doko, E. (2018). Modern bilim ve felsefe açısından
evreni yoktan yaratma. 2. Uluslararası Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi,
Atatürk Üniversitesi, 8-9 Kasım 2018. s.5
[9] Doko, E. (2018). Modern bilim ve felsefe açısından
evreni yoktan yaratma. s.6
[10] Kırbıyık, Halil, Evren Nasıl Oluştu, ODTÜ Yayıncılık
2007 s.50
[11] Pak, Namık Kemal – Demir, Durmuş Ali. Büyük Patlama ve
Evrenin Genişlemesi, Bilim ve Ütopya Dergisi 195 (Eylül 2010) s.16
[12] Ryden, Barbara. Introduction to cosmology. Cambridge
University Press, 2017. S.15
[13] Roos, M, Expansion of the Universe-Standard Big Bang
Model (No. arXiv: 0802.2005).s.6
[14] Ocak, Mahir E. Karanlık Enerji Nedir, Tübitak-Bilim
Genç 2015
[15] Yıldız, Umut, Evrenin Genişlemesini Kim Keşfetti, Atlas
Dergisi 309 (Aralık 2018) s.26
[16] https://www.iau.org/news/pressreleases/detail/iau1812/
Yorumlar
Yorum Gönder